Kültür ve Turizm Bakanlığı / Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu 19 Haziran 2007 tarihli ve Karar No.: 728 sayılı kararında:
|DOĞAL [TABİİ] SİTLER, KORUMA VE KULLANMA KOŞULLARI
Doğal [Tabii] Sitler, Koruma Ve Kullanma Koşullarına ilişkin 05.11.1999 tarih ve 659 sayılı ve 14.11.2002 tarih ve 698 sayılı ilke kararlarının Koruma Yüksek kurulunda yeniden değerlendirilmesi sonucunda;
Doğal [Tabii] Sit: Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır.
Bu alanlarda yapılacak tespit çalışmalarında, alanın özelliğine göre ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınması esastır.
1- I. Derece Doğal [Tabii] Sit: Bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlardır.
Bu alanlarda, bitki örtüsü, topografya, silüet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir eylemde bulunulamayacağına, ancak;
a) Kesin yapı yasağı olmakla birlikte, resmi ve özel kuruluşlarca zorunlu olan alanlarda, teknik altyapı hizmetleri [kanalizasyon, açık otopark, telesiyej, teleferik, içme suyu, enerji nakil hattı, telefon hattı, doğalgaz hattı, GSM baz istasyonu ve benzeri] uygulamalarının koruma bölge kurulunun uygun göreceği şekliyle yapılabileceğine;
(Değişik; 12/3/2008 Tarih 740 Sayılı İlke Kararı)Bu alanlarda, doğal kaynak suyu kullanımına yönelik uygulamaların, ekolojik dengeye etkisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanlığı ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün görüşleri ile Üniversitelerin ilgili bölümlerince hazırlanan rapor doğrultusunda; jeotermal kaynak suyunun kullanımına yönelik uygulamalarda bunlara ek olarak Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü) ve Bakanlığımız Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğünün görüşleri ile, koruma bölge kurulunun uygun göreceği şekliyle yapılabileceğine,
b) 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı veya 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı doğrultusunda hazırlanacak projesine göre ilgili koruma kurulundan izin almak koşulu ile halka açık rekreasyon amaçlı günübirlik tesisler [lokanta, büfe, kafeterya, soyunma kabinleri, wc, gezi yolu, açık otopark ve benzeri] ile alanın ve çevrenin özelliklerinden kaynaklanan faaliyetlerin korunması ve geliştirilmesi amacına yönelik yapıların [iskele, balıkçı barınağı, bekçi kulübesi ve benzeri] yapılabileceğine,
c) Alanın doğal bitki dokusunu değiştirmeden Orman Genel Müdürlüğünün ilgili biriminden alınacak uygun görüş doğrultusunda koruma kurulunca ağaçlandırmaya izin verilebileceğine,
ç) Kar ve rüzgar devrikleri, doğal afetlerden etkilenmiş, hastalanmış veya kıymet ağacı olmayan ağaçlar ile ormanların bakımı ve doğal dengenin korunmasını sağlamak amacıyla Orman Genel Müdürlüğünün ilgili biriminden alınacak teknik rapor doğrultusunda ağaç kesimine koruma kurulunca izin verilebileceğine,
d) Orman alanlarında yangın için gerekli koruma önlemlerinin ilgili kuruluşlarca alınmasına,
e) Taş, toprak, kum alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzemenin dökülmemesine, ancak sit kararı ilanından önce ruhsat almış olan işletmelerde sahanın rehabilite edilerek yasal süresi içinde işlerinin tasfiyesine,
f) Doğal dengenin devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda alanın özelliğinden kaynaklanan faaliyetlerin koruma kurulu izni doğrultusunda sürdürülebileceğine,
g) Bu alanların korunmasını sağlamak amacına yönelik, her türlü bilgi verici uyarı levhalarının konulmasına, bu alanlardaki koruma önlemlerinin ilgili kuruluş ve yerel yönetimlerce alınmasına,
ğ) Mevcut tescilli ve tescilsiz yapıların bakım ve onarımlarının yürürlükteki ilke kararları doğrultusunda yapılabileceğine, ,…| denilmektedir.
Anayasa, Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme, Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca 1. derece doğal sit alanlarında kesin yapı yasağı bulunduğu gibi 1. derece doğal sit alanları bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlar olup bu alanlarda, bitki örtüsü, topografya, silüet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik eylemde bulunulması yasaktır.
Ve fakat Munzur Gözeleri alanının korunmasını sağlamak amacına yönelik bilgi verici uyarı levhaları konulmadığı gibi bu alandaki koruma önlemleri de ilgili kuruluşlarca alınmamaktadır.
Hali hazırda Munzur Gözeleri mesire yeri / piknik alanı, açık hava restaurantı gibi kullanıldığı gibi bu alanda yoğun bir peyzaj tahribatı ve kirlilik de söz konusudur. Kaldı ki Munzur Gözeleri’nin doğal peyzajını bozan çeşitli yapılarda mevcuttur.
Belirtmek gerekir ki Munzur Gözeleri inançsal açıdan da ibadethane durumunda bulunup kutsiyet atfedilmektedir.
Mevzuatta belirtilen koruma amaçlı tedbirlerin alınmaması, denetimsizlik sebepleriyle Munzur Gözeleri’nin genel peyzajına, fiziki, jeolojik yapısına ciddi şekilde zarar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle mevzuat hükümleri doğrultusunda Munzur Gözeleri’nin korunması ve gerekli önlemlerin alınması maksadıyla Tunceli Barosu olarak Tunceli Valiliği’ne 04.01.2017 tarihinde başvuru yapılmıştır.
TUNCELİ BAROSU
YÖNETİM KURULU