Meslektaşlarımıza Saldırıyı Kınıyoruz
Bildiğiniz üzere Taksim meydanında bulunan Gezi parkındaki ağaçların kesilmek istenmesi üzerine başlayan tepkiler 16 gündür devam etmektedir.
Aradan geçen zamana rağmen iktidar ve özellikle Başbakan, açıklamaları ile olayların çözümüne yönelik bir yaklaşım sergileyeceğine, tahrik içeren açıklamaları ile her geçen gün olayların büyümesine neden olmuştur. Demokratik haklarını kullanan vatandaşları çapulcu ilan eden ve polisin şiddetini destekleyerek teşvik eden sayın Başbakan, talepleri dinlemek yerine gövde gösterisine hazırlanmakta ve taraftarlarını alanlara davet etmektedir. " Yüzde elliyi evlerinde zor tutuyorum, merak etmeyin bu başbakan değişmez, amaç hükümetimizi devirmektir., dış mihrakların, faiz lobilerinin desteği bulunmaktadır" gibi cümleler ile Tayip Erdoğan ilk günden itibaren olayların bu aşamaya gelmesinin bir numaralı sorumlusu konumundadır. Ayrıştırma ve gerginlik politikalarından bir an önce vazgeçilmelidir.
Bu süreçte otoriter polis devleti uygulamalarını protesto eden ve hukuk devletinin hakim olması amacıyla taleplerde bulunan savunma güçleri olan avukatlar da, kolluk kuvvetinin saldırılarından nasibini almıştır. Polis Ankara Kızılay’da Avukat Sarper Gürcan’a 20 m mesafeden doğrudan hedef alarak gaz bombası atmış ve gaz bombası başına isabet eden meslektaşımızın başında 4 cm civarında çökme oluşmuş ve görme kaybı riski yaşamıştır. Yine 03.06.2013 tarihinde Antalya Sanayi Karakolu’nda gözaltına alınanlarla görüşmek isteyen Antalya ÇHD Başkanı Avukat Nusret Gürgöz ve Antalya Barosu üyeleri Avukat Evrim Çelik ile Avukat Özgü Kurşun, polis tarafından darp edilmiş ve aynı avukatlar 20 dakika boyunca bir odaya kilitlenmişlerdir. Ve son olarak 11.06.2013 tarihinde İstanbul Çağlayan Adliyesinde Taksim Gezi parkı hakkında görüşlerini açıklayan avukatlara, adliye içerisinde, polis tarafından müdahale edilmiş, avukatlar yerlerde sürüklenerek, tartaklanarak, kelepçelenerek cübbeli bir şekilde gözaltına alınmışlardır. Bir çok avukatın üstü yırtılmış ve darp edilmiştir. 50' yi aşkın avukatın gözaltına alındığı ve görsel medyaya yansıyan görüntüler, polis devleti uygulamalarının bir neticesi olarak hafızalarda yerini alacaktır. Avukatların maruz kaldığı insanlık dışı ve çağdışı gözaltı görüntüleri, hukuk kurumları tarafından asla unutulmayacaktır. Polisin Adliyede avukatları cübbeleri ile darp etmesi bizzat iktidarın iradesinin bir sonucu olduğu kanısındayız. İktidar erki her türlü muhalif düşünceye karşı polis gücünü hukuksuzca ve pervasızca kullanmaktadır. Yargının siyasallaştırılarak iktidarın hizmetine sokulduğu bir süreçte, iktidarın zor gücü olarak görev yapan polislerin, her türlü hukuk dışı uygulamaları bizzat Başbakan tarafından sahiplenilmektedir.
Başbakanın sınırsız desteğini alan kolluk kuvvetleri de uygulamaları ile hukuk dışı saldırılarda bulunmakta ve yakın mesafelerden kullandığı gaz ve plastik mermiler ile insanları yaralama kastı ile hareket etmektedir. Tekerlekli sandalyeli engelli vatandaşlara dahi tazyikli su sıkan, hayati tehlike yaratacak şekilde sınırsızca biber gazı kullanan ve ölümle sonuçlanan müdahaleler karşısında suç işleyen polisler hakkında hiçbir bir soruşturma başlatılmamıştır.
Savunma hakkına ve savunmayı temsil eden avukatlık mesleğinin icrasına yapılan saldırının, adil yargılanma hakkına, yargıya ve hukuka yapılmış bir saldırı olduğu unutulmamalıdır.
Taksim Gezi Parkının yok edilmek istenmesi nedeniyle başlayan ve halen devam eden polis şiddeti ve saldırılarına bir an önce son verilmelidir.
Suç işleyen ve hukuk dışı müdahaleleri ile meslektaşlarımızı darp eden, gözaltına alan, cübbeli bir şekilde kelepçeleyen polisler hakkında bir an önce etkili bir soruşturma başlatılmalı, polisler ve yetkililer bir an önce görevden alınmalıdır.
Başbakan tahrik edici açıklamalarına bir an önce son vermeli ve özür dilemelidir.
Taksim meydanı için öngörülen proje, çevre ile uyumlu bir şekilde mutabakat ile çözüme kavuşturulmalıdır.
Tunceli Barosu olarak Taksim Gezi Parkı olayları ile başlayan süreçte son olarak meslektaşlarımıza ve tüm vatandaşlarımıza yönelik her türlü hukuk dışı uygulamaları protesto ediyor ve kınıyoruz."
Vatandaşların da destek verdiği açıklamanın ardından katılımcılar sessizce dağıldı.