Hepinizin de bildiği gibi bugün bizler Dersimde yapılmak istenen Barajlara ve HES PROJELERİNE HAYIR demek ve her bir projenin yaşadığımız coğrafyaya ayrı bir darbe vurulması anlamına gelen barajların yapılmasına karşı koymak için gücümüzü birleştirmek için buradayız.
Yaklaşık 30 yıl önce alınan kararlar ve hazırlanan plan ve projeleler doğrultusunda DERSİM’de bugün itibarıyla 16 adet baraj ve HES mevcut olup,Projelerden bir kısmı faaliyete geçirilmiş,bir kısmı ise peyderpey hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.Bu projelerden biri olan ve bugün burada özellikle bulunmamıza neden olan Projelerden biri PÜLÜMÜR BARAJI VE HES PROJESİ’dir.Pülümür Barajı Projesini üstlenen KENAN ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş adındaki şirket yasal prosedürü başlatmış bulunmaktadır. Öncelikle sizlere Pülümür Barajı ve HES Projesine ilişkin bilgi vermek daha sonra da Projenin hayata geçirilmesi halinde baraj suyu altında kalacak veya barajdan yakından etkilenecek mahalle , köy ve ilçelerimizin ile bu mahalle,köy ve ilçelerimizin İl merkeziyle olan ilişkilerinin ve bağlantılarının ne durumda olacağını daha doğrusu,bağlantılarının nasıl koparılacağını anlatmak isteriz.
Pülümür Barajı ve HES Projesi,başlangıç noktası Tunceli Belediyesi sınırları içerisinde olan,,şehir merkezine sadece 1.5 km mesafede bulunan, 900-960 metre kodlarında ve 63 metre yüksekliğinde planlanmıştır. Cemevinin hemen yakınında bulunan BATMAN KÖPRÜSÜNDEN başlayıp,Pülümür suyunun sol tarafından,Belediye mezarlığı,İNÖNÜ Mahallesi(Harçik),Marçik,Uzuntarla,Gökçek,Alacık,Karagöl köylerini,
Yine Pülümür Vadisinin sağ tarafından Batman,Atlantı, Teşnik(Kocakoç),Sinan,Ambar,Doludizgin,Gömemiş,Çukur,Gürbüzler,Güdeç,Kuyluca,Yeşilkaya,Meşeyolu,Kocalar,Baldan Köylerinden bir kısmını su altında bırakmakta bir kısmını da coğrafik sınırlar dahilinde etki alanı içerisine almaktadır.Yani bu proje Tunceli şehir merkezi başta olmak üzere PÜLÜMÜR,NAZIMİYE ve MAZGİRT ilçe sınırlarını da kapsamakta bu itibarla bu baraj projesi büyük bir proje olup,Tunceli de yaşayan herkesin çok yakından etkileneceği bir proje mahiyetindedir.
PÜLÜMÜR BARAJI ve HES PROJESİ,SARAN HOLDİNG’E bağlı KENAN ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş tarafından Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulundan EYLÜL 2010 tarihi itibarıyla Lisans Uygunluk Belgesi alınmış,fakat İlgili Şirketin Elektrik Üretim lisansı alabilmesi için ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME OLUMLU RAPORU ALMASI GEREKMEKTEDİR. Bu nedenle KENAN ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş ŞİRKETİ Çevre Kanunu ve CED Yönetmeliği gereğince CED sürecini başlatmıştır.İlgili Şirket bu amaçla HALKIN CED SÜRECİNE KATILIM TOPLANTISI düzenleme kararı almış, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü de 10.Ocak 2011 Pazartesi gününü toplantı günü olarak belirlemiştir.
İlgili Şirket yasal süreci başlatmış ve EPDK tarafından kendisine Lisans uygunluk Belgesi kendilerine verilmesine karşılık,projenin uygulanmak istendiği bölgenin,stratejik çevresel değerlendirme yönünden,sosyal,ekonomik,kültürel değerler açısından çevreye ciddi olumsuz etkiler bırakacağı, çevre hukuku yönünden ulusal ve uluslar arası hukukta kabul edilen birçok ilkeye,Anayasaya,yasalara aykırı olduğu görülmektedir.Çevre hukukunun önemli ilkelerden biri olarak kabul edilen “önleme ilkesi” ne göre; korumak tedavi etmekten daha iyidir düşüncesine dayanmaktadır.Yani bu proje açısından değerlendirme yapacak olursak,tahrip olacak olan doğal çevre,türleri yok olacak olan canlı ve bitki türlerini kaybetmek yerine,bu tür projelerin hayata hiç geçirilmemesi,engellenmesi ve çevrenin korunması daha doğrudur anlamı ortaya çıkmaktadır.
Bu proje, şehir merkezinde yaşayan insanlarımızla birlikte özellikle PÜLÜMÜR ve NAZIMİYEDE İLÇELERİNDE yaşayan halkımızın ekonomik,sosyal ve ulaşım imkanları yönünden ciddi sorunlar ortaya çıkaracaktır.Özellikle bu ilçelerimizin il merkezi ile olan bağlantıları baraj nedeniyle ortadan kalkacaktır.Bu durum da şunu ifade etmek gerekir ki bu ilçeler merkezden kopacaktır.
DEĞERLİ DERSİMLİLER
Bizim yaşadığımız coğrafya maalesef insanlarımızın öteden beri her türlü sıkıntı ve acının yaşadığı bir coğrafya olmuş, bu acı ve sıkıntılar bugün şekil değiştirerek yaşanmaya daha doğrusu yaşattırılmaya devam ettirilmektedir.Bu bölgede yaşayan herkes de çok iyi biliyor ki, 37-38 sürecinden geçen ve O’nun yaşattığı travmalar ve izler henüz silinmemişken,kimliği ve inancı nedeniyle yıllarca hep faklı muamale görmüş, son 30 yıl içerisinde yaşanan çatışma ortamında nice canlar yitirilmişken yine insanlar yerinden yurdundan edilmiş,köylerin büyük çoğunluğu boşaltılmış vaziyette duruyorken, son zamanlarda çatışma ortamından uzaklaşılmasıyla birlikte insanlarımızda barış ve huzurun gelmesine yönelik umutların yeşermesi,insanlarımızın kardeşçe bir arada yaşama isteğini açıkça dile getirdiği bir dönemde,devletin bu aşamada halkla barışık ve huzur içinde bir arada yaşamanın yolunu bulmak yerine,son dönemlerde ilimizde üst üste uygulamaya konulmak istenen baraj projeleriyle birlikte öteden beri devam eden devlet anlayışının pek değişmediğini göstermesi açısından düşündürücüdür.İl merkezimizin zaten yetersiz olan yerleşim ve yaşam alanlarının üç koldan birden baraj sularıyla çevrilmesi,yani Uzunçayır,Pülümür Vadisi ve Ovacık Vadisi üzerinde, planlanan baraj projelerinin şehir merkezine kadar uygulanmaya çalışılmasının amacı ne olabilir diye sorguladığımızda,halkımızın aklına doğal olarak ilkin bu amacın bölgeyi insansızlaştırmaya yönelik çalışmalar,ilçe ve köylerin şehir merkezi ile olan bağlantılarının koparılıp dağıtılmasına yönelik düşünceler ve planlar gelmektedir.Halkımız ayrıca şunu çok merak etmektedir. Dünya’da ve Türkiye’de acaba şehir merkezinin üç koldan büyük baraj sularıyla kuşatıldığı başka bir şehir örneği varmıdır?
Yine bu anlayışın bir devamı olarak, Uzuntarla ve Gömemiş Köylülerinin Yüzyıldan beri yerleşim alanı olarak kullandıkları yerler 2006 yılında Kadastro Çalışmalarıyla büyük ölçüde orman alanı olarak belirlendi ve hazine adına kaydedildi.Aradan 4 yıl geçti bu defa geriye kalan alanlar Pülümür Barajı ve HES PROJESİ kapsamına alınıp,suların altında bırakılması projesi yürürlüğe konulmak isteniyor.Şimdi bu durumda şunu ilgililere sormak gerekiyor.Bu uygulamaların aynısı size karşı yapılmış olunsaydı siz ne yapardınız?Sessiz mi kalırdınız? Ama Çevre Bakanlığı,tüm bu saydığımız kaygılarımızı ve sıkıntılarımızı esasen bilmesine rağmen,sanki tüm bu sorunlar yokmuş gibi davranarak,tamamen bir formalitenin yerine getirilmesinden ibaret CED SÜRECİNE HALKIN KATILIM TOPLANTISI planlamıştır. Eğer bu toplantının bir formaliteden ibaret olmadığı halka ispat edilmek isteniyorsa o zaman bugün burada bir araya gelen binlerce insanın sesi duyulmalı ve bu toplantı derhal iptal edilmelidir.Çünkü bugün burada toplanan binlerce Dersim Halkının defalarca haykırdığı gibi “BİZ DERSİMDE BARAJ İSTEMİYORUZ” sesine kulak verilmelidir.Halkımız bu gün burada gür bir sesle görüşlerini açıklamıştır.O toplantıya katılmasına gerek kalmamıştır.Bizi dinlemek istiyorlarsa buradan dinleyebilirler.
Bu baraj projesi ile ilgili olarak bundan sonraki yasal süreç nasıl gelişir kısaca halkımıza bilgi verelim.
Öncelikle Kenan Elektrik Üretim A.Ş Şirketi,halkın büyük tepkisine rağmen CED sürecini tamamlayıp CED OLUMLU RAPORUNU ALMAYI başarabildiği takdirde hem buna karşı hem de Elektrik Üretim Lisansını aldığı takdirde bu işleme karşı hukuki mücadele süreci başlatılacaktır.Ama halka rağmen eğer bu projelerin uygulanması konusunda ısrar edildiği takdirde halkımızın tepkisinin ne düzeyde olacağının tahmini bugün için oldukça güçtür.
SONUÇ OLARAK ŞUNU İFADE ETMEK İSTERİZ:Çevre hepimizin ortak değeridir.Ve bu değer bize bin yıllardan bu yana miras olarak nesilden nesile aktarılmıştır.Bu gün de bizim görevimiz, tahrip edilmeden bozulmadan devraldığımız mirasımızı,canlı ve cansız varlıklarıyla doğamızı,kültürümüzü, hiç tüketmeden yok etmeden gelecek nesillerimize bırakmaktır.
AYRICA KENAN ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş YETKİLİLERİNE BURADAN TEKRAR SESLENMEK İSTİYORUZ. TOPLANTI İÇİN BURAYA KADAR GELMENİZE GEREK YOK.Çünkü biz görüşlerimizi buradan size ilan ettik. Düzenlediğiniz toplantıya katılmayacağız.Biz burada yaşayan ve birinci derecede buradaki doğal çevre üzerinde, toprağı üzerinde,suyu üzerinde hak sahibi olan halk olarak Anayasadan ve diğer yasalardan kaynaklanan haklarımıza dayanarak hiç bir şekilde burada baraj yapılmasını istemiyoruz.bu değerlerimizi birilerinin ekonomik çıkarları uğruna feda etmeyeceğiz,VE BİZLER DERSİM HALKI OLARAK BUNDAN SONRA BURDA YAPILACAK BÜTÜN BARAJLARA KARŞI AYNI ÖLÇÜDE MÜCADELE VERECEĞİMİZİ VE BUNDA KARARLI OLDUĞUMUZU BURADAN HERKESE İLAN EDİYORUZ. DİYORUZ .BU VESİLE İLE İLÇELERDEN,KÖYLERDEN,DERSİMİN DÖRTBİR YANINDAN GELEREK BİZE GÜÇ VEREN,DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLAN HERKESE TERTİP KOMİTESİ OLARAK ÇOK TEŞEKKÜR EDİYOR,SAYGIYLARIMIZI SUNUYORUZ.