Demokrasi, insan hakları, hak, hukuk söylemini dilinden düşürmeyenler İstanbul’un orta yerinde yaşam alanlarına sahip çıkanlara azgınca saldırıyor. İstanbul’un en önemli kamusal yeşil alanlarından olan Gezi Parkının sermayeye peşkeş çekilip AVM yapılmasına karşı çıkan on binlerce İstanbulluya günlerdir tüm dünyanın gözü önünde işkence yapılıyor.
Gözü dönmüşçesine, işgal altındaki “vatan” topraklarını düşmandan kurtarmak istercesine AKP ve onun emrindeki Polis, halkına zulüm ediyor. İstanbul’un orta yerinde, insanlığın ortak mirası olan doğaya sahip çıkan halka saldırının emrini veren Başbakan Erdoğan, 2011 yılında Mısır Başbakanı Hüsnü Mübarek için, “Kendi halkına zulmeden iktidar, yasallığını yitirmiştir.” demişti. Sormak isteriz, günlerdir İstanbul’da yaşam alanlarına sahip çıkmaya çalışanlara karşı uygulanan zulüm değilse nedir. Başbakan Erdoğan’ı tarihine ve söylediklerine sahip çıkmaya çağırıyoruz. İstanbul Gezi Parkında kendi halkına zulmeden iktidarın başı olarak gereğini yapmasını bekliyoruz. Birçok basın kuruluşunda ve sosyal medyada ölümle sonuçlanan yaralanmaların olduğunun söylendiği bir ortamda, başbakan Erdoğan bu gün yaptığı açıklamada “Polis orda dün vardı, bugün de var yarın da olacak” diyerek bu emri kendisinin verdiğini bir kez daha ilan etmiş oldu.
Ortadoğu’daki en ufak gelişmeye anında tepki veren, demokrasiden, insan haklarından bahsedenlerin gerçek yüzü, İstanbul Gezi Parkında bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır.
İstanbul Gezi Parkında yaşanan zulmün bilinç arkasında “söz konusu sermayeyse gerisi teferruattır” anlayışı yatmaktadır. “Su akar Türk Bakmaz” veciziyle ülkenin vadilerini, soluk borularını betonlarla kapatanlar şimdi Gezi parkında aynı anlayışla hareket ediyorlar.
Taksim’i açık hava işkencehanesi haline getirerek halkına zulmeden iktidara, o iktidarın başındaki başbakanın sözüyle bir hatırlatmada bulunmak isteriz; “Kendi halkına zulmeden iktidar, yasallığını yitirmiştir.”
En sıradan demokratik haklarını kullandığı için anında soruşturma açan ve onlarca yıla varan cezalara hükmeden ilgili makamların, tüm dünyanın gözü önünde, insan olmanın gereklerini yerine getirenlere yapılan bu işkence karşısındaki tavırlarını merakla takip etmekteyiz. En sıradan basın açıklamalarında ve hak taleplerinde kriminal çalışmalarla “terör” icat edenler, eğer kör değillerse taksime baksınlar. Polis tüm dünyanın gözü önünde halkına terör uyguluyor.
Tunceli Barosu olarak, Gezi Parkı’nda çocuklarımızın temiz bir çevrede yaşama hakkı için direnenlerin yanındayız. Günlerdir süren direniş insan olmanın zaruri sonucudur. Evrensel insan hakları ilkelerinin insana yüklediği sorumluluğu yerine getirenlere karşı uygulanan zulmü kınıyoruz. “İleri demokrasinin” halkına reva gördüğü bu zulüm karşısında sessiz kalmayacağız.
TUNCELİ BAROSU